26 Temmuz 2009 Pazar

uzmez`e semsiyeli yumurtali protesto

Bursa`nin Mudanya Ilçesi`nde 14 yasindaki B.Ç.`ye `cinsel istismarda bulundugu iddiasiyla yargilanan Hüseyin Üzmez durusma çikinda kendisini protestocu bir grubun ortasinda buldu. Grup Üzmez`i semsiyeli ve yumurtali protesto etti||Bursa`nin Mudanya Ilçesi`nde 14 yasindaki B.Ç.`ye `cinsel istismarda bulundugu iddiasiyla tutuksuz olarak yargilanan Vakit Gazetesi Yazari Hüseyin Üzmez(76) durusma sonrasi kadinlar tarafindan protesto edildi. Üzmez, semsiyeli ve yumurtali bir kadin grubunun saldirisina ugradi.||ÜZMEZ`I PROTESTOCU KADINLAR KARSILADI||Hüseyin Üzmez durusma saatine yaklasik bir saat önce avukat Emir Ali Kav ile birlikte geldi. Bu sirada adliye önünde toplanan yaklasik 25 kisiden olusan Bursa Kadin Platformu üyeleri Hüseyin Üzmez`e, `Hüseyin Üzmez sen hiç terlik yedin mi?`, `Hüseyin Üzmez sen anneden terlik yedin mi?``, `Utanmaz Üzmez` seklinde slogan atarak, `Taciz ve tecavüze sessiz kalmayacagiz`, `Üzmez`i Üzmez Kadinlari üzer`, `Üzmez`i aklayan adalet. Ruh ve beden sagligimizi bozdu`, `Üzmez`i devlet üzmedi. Kadinlar üzecek` yazili pankart ve bez afis açtilar.||Kadin platformu üyeleri yaptiklari basin açiklamasi ile Üzmez`i serbest birakan yargi sistemini, B.Ç.`ye ruh sagliginin yerinde oldugunu belirten rapor veren Adli Tip Kurumu 6. Ihtisas Dairesi`ni de elestirdiler.||Protestolara sessiz kalan Hüseyin Üzmez, gazetecilerin `Tepkilere ne diyorsunuz` sorusunu ise yanitsiz birakti.||DURUSMA ÇIKISI ÜZMEZ`E SEMSIYELI SALDIRI||Yaklasik 20 dakika süren durusmanin ardindan adliyenin arka kapisinda bekleyen Bursa Kadin Platformu üyeleri, Üzmez`e yumurta atti. Ellerindeki pankart ve semsiyelerle saldirdilar. Bir yumurta ayagina, savrulan bir semsiye de omuzuna isabet eden Üzmez, Çevik Kuvvet ekipleri kurtardi. Göstericilerden 2 kadin gözaltina alindi. Üzmez daha sonra olay yerinden uzaklastirildi.

Semsiye ve Yagmurluk

19 Temmuz 2009 Pazar

antalya`da konyaalti plaji rezaleti

ANTALYA- Dünyanin her ülkesinde mecburi olmadigi, hatta komsumuz Yunanistan`in her plajinda isteyenin sezlong ve semsiye alma özgürlügü bulunurken Antalya Konyaalti`nda sezlong ve semsiye için para ödemeyene huzur yok.||IKI SEZLONG ATAN KONYAALTININ SAHIBI||Gazeteci Süleyman Çeliker, halka açik plaj olan Konyaalti`nda tatilcilerin özgürlüklerini kisitlayan mafya yöntemini dile getirdi. Üstelik son çikan yasalarla sahiller hiç kimsenin mülkiyetinde degil iken iki sezlong atarak belediyeye sirtini dayayarak sahiplenerek halki rahatsiz edecek boyutlardaki semsiye ve sezlong rezaletini söyle yazdi:||`Deniz, göl ve akarsu kiyilariyla deniz ve göllerin kiyilarini çevreleyen sahil seritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yarari gözetilir,` (Anayasa Madde 43).||`Allah`a inanmayan, Allah korkusu olmayan senin Anayasa`ndan mi korkacak! Git istedigin yere sikâyet et` (Konyaalti Halk Plaji`nda zorla sezlong kiralayan Inan Beach`in en öfkeli çalisani).||SEZLONGLARIN ÖNÜNÜ KAPATAMAZSINIZ||Antalya`da aile ziyaretindeyiz. Oglum sabahin altisinda basucumda bitti:||`Baba, haydi denize...`||En yakini Konyaalti. Günes yeni doguyor; sahilde tek tük insanlar, semsiyemizi açiyorduk ki 12-13 yaslarinda bir çocuk kosarak geldi: `Burada oturamazsiniz. Burasi parali. Sezlongdakilerin önünü kapatiyorsunuz.`||`Ama sezlonglarda kimse yok.`||`Olsun! Birazdan gelirler.`||`Burasi kamunun mali, kimseyi kovmaya hakkiniz yok` deyince delikanlinin kafasi karisiyor sanirim. Gidiyor ve agabeyini gönderiyor. Yeni uyaricimiz nazik birisi: `Beyefendi, burasi isletmemize ait. Böyle oturmaniz yasak.`||`Burada yasak olan bir sey varsa o da sizsiniz. Anayasa`da yaziyor. Burasi kamuya ait. Suç isliyorsak polisi çagirin.`||BURAYA BIR SÜRÜ PARA SAYDIK||`Polislik is degil. Biz buraya bir sürü para saydik. Baska tarafa geçin.`||Bu arada, bir diger görevli yan tarafta karpuzu devirmis kahvalti yapan iki delikanliyi kaldirip Inan Beach siniri disina sürmekle mesgul. Baskalari da yani basimizda denize girmeye hazirlananlari kovaliyor. Biraz mirin kirin etseler `Burasi babanizin mali mi?` diye söylenseler de hepsi gidiyor sonunda.||Ikinci de gitti. Nihayet girecegiz denize ama heyhat! Bir üçüncüsü. O farkli bir üslupla uyariyor. `Siz burada ailenizle otururken ipsiz sapsiz birileri yaniniza gelse rahatsiz olmaz misiniz?`||`Ne alakasi var. Ipsiz sapsizlar da isterse sizden sezlong kiralayabilir.`||Bakti bizi `anayasal hakkimizi` kullanmaktan alikoyamayacak o da gidiyor.||SEMSIYE BARIKATI||Bir an önce denize girmek için sabirsizlanan oglum, olup bitene bir anlam verememis saskin saskin bakarkan sonunda dayanamiyor: `Baba ne oluyor, denize giremeyecek miyiz?` `Girecegiz. Artik gelmezler` dememe kalmiyor, derisi günesten simsiyah, keçi sakalli gözlerinden ates fiskiran Inan Beach çalisani (belki de sahibi) hisimla yaklasiyor. `Hemen terk edin burayi` diyor. Sükûnetimizi hiç bozmadan ayni seyleri ona da söyleyince, öfkeyle yaninda çalisan çocuklari çagiriyor ve `Çabuk semsiyelerle etrafi çevirin` diye emir veriyor. Sezlonglarin dizili oldugu bölge ile deniz arasindaki bos (bizim de içinde oldugumuz) bölümü açilmamis semsiyeleri yan yana dikerek iki taraftan çeviriyorlar. Önümüz deniz, arkamiz sezlong siradaglari... Buradan çikis yok!||HALKI KOVALIYORLAR||Bizim disimizdaki herkesi kovaladiklari için issiz çölde tek basina çadir kurmus bedevi gibi ortada kaliyoruz.||Inan Beach`in en öfkeli çalisani bizimkiler denize girdiginde, ben sahilde tek basima otururken yine yani basimda bitiyor: `Bir daha ne zaman geleceksin buraya?` diye soruyor tehdit dolu bakislarla, `Bir daha buralardan geçme acimam valla` dedikten sonra yanit vermeme firsat tanimadan çekip gidiyor.||BELEDIYE BASKANI ORTADA YOK||`Pardon, konu neydi?`||Sözde `tatilci` olacagiz ama gazetecilik pesimi birakmiyor. AKP`li Antalya Büyüksehir Belediye Baskani Menderes Türel`e telefonla ulasmaya çalisiyorum. Özel Kalem`i `Menderes Bey su anda geliyor. 10 dakika sonra arar misiniz?` diyor. 20 dakika sonra tekrar ariyorum, bu kez `Menderes Bey henüz gelmedi` oluyor aldigim yanit. `Yardimcilarindan birisiyle görüsebilir miyim?` diye sorunca beni bir baska telefona `aktariyorlar.` `Pardon, konu neydi?` diye soran bayan `konu`yu ögrenince `Menderes Bey`in üç yardimcisindan hiçbiri de su anda burada degil. Sizi basin sorumlusu Haluk Bey`e aktarayim` diyor.||BELEDIYEDE KIVIRIYOR||Ikinci aktarmadan sonra telefonu açan Nazan Hanim`Haluk Bey sehir disinda, ben yardimci olayim` karsiligini veriyor. Nazan Hanim`a da `konu`yu aktariyorum. `Ama oralarda halka ayrilmis sezlongsuz bölümler var. Oraya gidin` `çözüm`ünü getiriyor. Ona da buralarin halk plaji oldugunu söyleyip `anayasal hakkimiz`dan bahsedecek oluyorum. `Size nasil yardimci olacagimi bilmiyorum. En iyisi siz telefonunuzu verin, ben size `dönecegim` deyip kapatiyor. Ama `dönmüyor.`||Konyaalti maceramiz bu kadar mücadelenin arasinda atilan birkaç kulaçtan ibaret, bedevi çadirimizi toplayip Deli Dumrul`un torunlarini sezlonglarindaki tek tük müsterileriyle `Beach`siz bölümdeki yurttaslarimizi da balik istifi deniz keyfiyle bas basa birakip dönüyoruz.

Semsiye ve Yagmurluk

7 Temmuz 2009 Salı

bakan cubukcu`dan huzurevine ziyaret

> Ziya Sandikçioglu ISTANBUL -Kadin ve Aileden Sorumlu Devlet Bakani Nimet Çubukçu, sosyal güvenlik semsiyesinin genisletilerek tüm yaslilari kapsayacak sekilde yeniden düzenlenmesine yönelik çalismalarin sürdügünü söyledi. Bakan Çubukçu, 18-24 Mart Yaslilar Haftasi dolayisiyla Belediye Baskani Murat Aydin ile birlikte Zeytinburnu`nda bulunan huzurevi ile bazi özel hastanelerin yasli bakim ünitelerini dolasti. Çubukçu, ilk ziyaretini Semiha Sakir Huzurevi`ne yapti. Burada yaslilarla tek tek ilgilenip ellerini öpen ve sikintilarini dinleyen Devlet Bakani Nimet Çubukçu, yasliligin hayatin çok özel bir dönemi oldugunu hatirlatarak, `Bizlere düsen görev onlarin hayatlarini kolaylastirmaktir. Bakanlik olarak yaslilarin bakim, barinma ve saglik problemlerine çözüm bulmak için elimizden gelen çabayi gösteriyoruz. Bu amaçla sosyal güvenlik semsiyesinin genisletilerek tüm yaslilarimizi kapsayacak sekilde düzenlenmesi için çalisiyoruz` seklinde konustu. Yaslilara çesitli hediyeler veren Bakan Çubukçu, daha sonra Balikli Rum Vakfi Hastanesi ile Surp Pirgiç Ermeni Hastanesi`ne ait yasli bakim ünitelerini de ziyaret etti.

Semsiye ve Yagmurluk

24 Haziran 2009 Çarşamba

mizah semsiyesinde muptezellik

Bir okuyucumuz `ekran kirliligi` ile ilgili bir yazi göndermis. Diyor ki, `Bence asil üzerinde durulmasi gereken konu TV`deki müstehcenlik olmali. Özellikle çocuklarin izledigi bazi komik(!) dizilerde müstehcenlik çok normal gibi gösteriliyor.` Aklima ilk gelen dizi, `Avrupa Yakasi.` (atv) Geçen haftaki bölümde, müptezel espriler gayet normal gibi gösterildi. Espri için, ahlaki degerler ayaklar altina alindi. Yani komik olmak için evliligi alaya almak, kadin erkek iliskilerini sulandirarak mi vermek gerekiyor? Senaryosunu Gülse Birsel`in yazdigi bu dizinin izleyici kitlesi var muhakkak. Ama bunlar Avrupa yakasinda... `KÖPEKLERIN TARIHI` `Pisti`den ayrilan Metin Uca, bir gazeteye verdigi mülakatta söyle diyor: `Televizyonlarin hali meydanda, medya iktidar iliskisi hiç bir zaman bu kadar acinacak duruma gelmemisti. Eger Türkiye`de bir gün köse yazarlarinin `köpeklesmesi tarihi` yazilacaksa bazilari için söylüyorum, bu son yasadigimiz üç yil altin harflerle kazilacak bu kitaplara.` Bu kadar sözden sonra ekliyor: `Ama umutluyum.` Biz de... Yarasi olan gocunacak elbet... Uca, yukaridaki sözlerin açilimini yapsaydi da, müstefit olsaydik. OYUNCUYA GÖZALTI Guantanamo, dünya tarihinde kara bir leke... Isin tuhaf yani, bu kanli iskence merkezi, Amerikan emperyalizmine karsi savas açan bir ülkede, yani Küba`da varligini sürdürüyor. Rizvan Ahmet ve Ferhat Harun Guantanamo iskence tezgahindan geçmis iki Müslüman. Ingiliz yönetmen Michael Winterbottom`The Road to Guantanamo` filmi için bu iki Müslümani da kadrosuna dahil ediyor. Konusu malum: Bu iskence üssündeki tutukevinde tutulan Ingiliz uyruklu üç Müslümanin hikayesini anlatiyor. Ingiliz yönetmen Winterbottom, daha önce de 2003 yilinda Afganistanli iki mültecinin draminin konu edildigi ``In This World`` filmiyle Altin Ayi ödülünü kazanmisti. Bu filminde ise Almanya`daki Berlin film festivaline katildi. Ingiltere`ye dönüste ise Londra`daki Luton Havaalaninda terörle mücadele yasasi uyarinca gözaltina alindi. Gerçi salivermisler, ama bu, utancin bir müddet daha devam edecegini gösteriyor. HAZIRAN`IN SÖNÜK GECESI Rating listelerinde basasagi düsüs gösteren Haziran Gecesi(Kanal D), kanli son bölümüyle ekrana veda eden diziler arasinda yerini aldi. Final bölümü tam bir yamali bohçaydi. Eski bölümleri `kolaj`layarak, arada yeni çektikleri birkaç sahneyle diziye apar/topar son verdiler. Finalin finalinde ise as oyuncumuzu katafalka yatirilmis gibi gördük. Pek geleneklerimize ve dinimize uygun degildi. Merak ettik, acaba `Baran` karakteri hangi dine göre gömüldü? ILGINÇ BENZERLIK Gelelim`Yanik Koza` dizisine. (Show TV). Sabetay Hahambasiligi`nin logosu ile Yanik Koza dizisinin logolarinin ayni oldugu haberleri gazetelere yansidi. Nedir bu? Logo hirsizligi mi? Yoksa Sabetaycilarin gizli bir propagandasi mi? Eger logo hirsizligi ise, bu dizinin ajansini baglar. Yok eger, gizli Sabetaycilik yapiliyorsa, merak etmeyin bu kimseyi etkilemez! 23.02.2006 E-Posta: davut@yeniasya.com.tr1356676|2006-02-22|Yas 37 ve kiyas'1354480|2006-02-21|RTÜK`le bir aksam'1349234|2006-02-18|Diyanetten uyari'1347053|2006-02-17|Altindal, bindigi dal'1342518|2006-02-15|Son Osmanlilar'1340343|2006-02-14|Mümtaz bir kuvvet'1337369|2006-02-12|Türk, ögün, çalis...'1335787|2006-02-11|Tavuk sektörü'1333038|2006-02-10|Mizahin gücü veya densizlik'1330824|2006-02-09|Eglence terörü

Semsiye ve Yagmurluk